Yemeniler kadınların yüzyıllardır süren yaratıları, her gün ürettikleri sanat yapıtlarıdır. Çoğu zaman önemsiz görülen kimi zaman küçümsenen bir sanattır bu. Ama yemenilerin ya da başka bir deyişle yazmaların hepsi gerçek sanat ürünleridir.
Anadolu’ya yaptığım ilk yolculuğu asla unutamam. Bir köylü kadınla konuşmaya çalışırken gözlerimi yazmasının kenarındaki şaşırtıcı oyadan alamadım. Bu benzersiz sanat bende yıldırım aşkı, bir tutku yarattı ve hemen bunlardan bir koleksiyon yapmaya karar verdim.
Yıllar geçtikçe koleksiyonum zenginleşti. Kadınların büyük
ustalıklarının tanığı, atalardan gelme bu şiir gibi hüner için duyduğum hiçbir koşul tanımayan sevgi asla azalmadı. Anadolu kadınlarına özellikle hayranlık duyuyorum çünkü onlar dağları
yerinden oynatabilirler.
Köylerde işlerin çoğunu, evin çocukların tarlaların hayvanların sorumluluğunu onlar yüklenirler. dikiş dikerler, nakış işlerler, örgü örerler, tüm dünyalarını kollarında, ellerinde taşırlar; her şeyi yapmayı bilirler.
Konuşurken, ellerindeki işe bakmadan parmaklarıyla çiçek, meyve ya da geometrik şekillerden oluşan modellerle işlemelere, oyalara can verirler.
İstanbul’a yerleştiklerinde yine çalışırlar, kızlarını okutabilmek için küçük savaşçılar gibi çarpışırlar ve çoğu zaman da bunu başarırlar. Bir şeyi iyi anlamışlardır o da kadının özgürlüğünün önce okumaktan sonra ekonomik bağımsızlıktan geçtiğidir. Hiçbir şey hiç kimse ne onları geriye götürebilir ne de herhangi bir köleliğe mahkûm edebilir. Ama kent yaşamı onlara bir an soluk alma fırsatı verdiğinde sihirli parmakları tığ ya da iğne ve iplikle mucizeler yaratmaya koyulur.
Yemenileri süsleyenler, düşlerinizden doğan çiçekleri seviyorum.
Aşağıdaki yemeniler yaklaşık doksan yıllık. Türkiye Cumhuriyetinin doğuşuna tanıklık etmişler.
Osmanlı döneminden kalma yemeniler. İpek dokumaları o kadar ince ki insan dokunmaya korkuyor.
Bu yazı N-T Hayat Gazetesi'nde cıktı (Kasım 2010)
BENİM KİTAPLARIM :link